Herkese Merhaba!
Kendim her ne kadar kitaplardan biraz uzak kalmış olsam da her daim neler çıkmış, neler olmuş, hangi kapak güzel olmuş diye bakmaktan kendimi alamıyorum.
Öyleyse hadi başlayalım :)
Yabancı Sonunda Çıktı!
İlk olarak çok büyük bir kesimin aylar hatta bazılarının bir yıldır beklediği Yabancı çıktı. Öznur Yıldırım'ın Wattpad üzerinden yazmaya başladığı kitap uzun zamandır en çok okunan ve hakkında en çok konuşulan kitaplar arasındaydı. Ben de merak edip bu furyaya katılanlardanım. Kitap hakkında düşüncelerim karışık ama hâlâ neden bu kadar abartıldığını anlamıyorum. Çünkü gerçekten Wattpad üzerinde çok daha güzel kitaplar var. Sanırım yazarı böyle bir şeyi başardığı için tebrik etmek lazım. Kitabın Wattpad versiyonunda mantık hataları bolca mevcuttu ve Öznur Yıldırım yaptığı açıklamalarda bunların giderildiğinden bahsetti. Kitabı bu haliyle merak ediyor muyum? Kısmen. Okur muyum? Bilmiyorum. Kapağı da gerçekten güzel olmuş. Kitabın satışlarının da çok iyi olacağını düşünüyorum hatta bundan eminim. Malum bekleyeni çok. Unutmadan Yabancı'nın bir kitabı daha çıkacak, henüz hikaye ve kimileri için de bekleyiş bitmedi, devam edecek.
Tarryn Fisher Tekrar Raflarda!
Tarryn Fisher kendi türünde en sevdiğim yazarlardandır. Hatta Siyah Damar en sevdiklerim arasında. Aspendos geçen aylarda İlik kitabını çıkarmıştı geçen gün duyurduğu gibi de şimdi de F*ck Love kitabını çıkarıyor. Doğruyu söylemek gerekirse ben Aspendos'un tanıtımını ilk gördüğümde orjinaline bakmadan kendi içimden onca laf ettim ve bu yazıya başlamadan önce de orjinaline baktığımda onun da aynı durumda olduğunu gördüm. Ben bu şekilde küfrün manşet yapılmasını seven biri değilim. Bu yüzden pek hoşlanmadım ama elbette konu ilgimi çekti. Bir de Aspendos keşke şu çirkin kapağı değiştirseymiş. Kısace el mecbur kitabı okuyacağım. Ah şu merak...
Dizi Oluyor!
Meral Kır ismini daha önce duymuşsunuzdur. Aylardan Aşk, Yolum Aşka Düştü ve Aşkı Seçtim kitaplarının yazarı olur kendisi. 3 kitaptan oluşan Sancaktarlar Serisi dizi olarak ekranlara geliyormuş. Aylardan Aşk ve Aşkı Seçtim kitaplarını okudum. Aylardan Aşk kötünün biraz üstündeydi ama ben Aşkı Seçtim'i hiç beğenmemiştim. Daha sonra da üçüncü kitabı okumadım zaten. Bir ara moda Wattpad kitaplarının basılmasıydı şimdi az da olsa duruldu, şimdi moda ise dizi olması sanırım. Daha önce de bir kitap aynı şekilde olmuştu. Daha her şey için erken bakalım nasıl olacak.
Yabancı'nın Yeni Gözdeleri!
Sahte Romeo, Köprü, Dünyanın En Şanslı Kızı, Kupa Altılısı ve Ada Sırlar Çözülüyor kitapları Yabancı'nın yeni çıkardığı kitaplar. Konuları kendi türlerinde gayet güzel olan kitaplar ama daha önceki yazımlarımda da bahsettiğim gibi okuma zevkim değişiyor. Bu yüzden bu kitaplar hakkında söyleyeceklerim bu kadar. Ve son olarak Tersyüz'ün yeni basımı. Aslında bu yeni bir haber değil ama yine de bahsetmek istedim, kapak gerçekten çok güzel uymuş.
Ben, Earl ve Ölen Kız Satışa Çıktı
Öncelikle kapağı müthiş. İyiki orjinaline sadık kalınmış :) Konusu biraz AYA'yı anımsatıyor. Büyük ihitmal okumam ya da yorumuna güveneceğim birinin önermesini beklerim. Arkasındaki bir yorumda "Bunun komik bir kitap olduğunu anlamak için bölüm başlıklarına (Bu Utanç Verici Bölümü Aradan Çıkaralım Gitsin) bakmanız yeterli." diye bir yorum geçiyor. Bunu gerçekten sevdim.
Ayrıca kitabın bir de uyarlama filmi de var.
My Dad Fat Diary Türkiye'de!Aynı zamanda dizisi de bulunan ve ülkemizde de seilen My Dad Fat Diary'nin kitabı çevrilmiş. Ben dizi izlemedim ama repliklerini birçok kez gördüm ve hepsini beğenmiştim.
Diziyi sevenlerine duyurulur. Ve unutmadan sizce ben izlemeli/okumalıyı mıyım? Cevaplarınızı bekliyorum :)
Daha neler var neler var ama ben de o kadar zaman yok maalesef :( Sizin benim haberdar olmamı istediğiniz kitap haberlerini merakla beklemekteyim ^_^
Kitapla kalın,
Hilal
Bu içeriği ilk önce N'olmuş? sitesinde gördüm ve gerçekten şaşırdım. Bende bazı karakterlere kafamdan yeni özellikler eklemişim ve robot resmiyle alakasız bir şekilde canlandırmışım.
N'olmuş sitesindeki habere göre bu aslında bir film yapımcısı olan Brian Joseph Davis'in The Composites adlı projesinde yer alan bir çalışmaymış. Romanda verilen her ayrıntıyı robot resmi çizerken kullanıyor ve aslında karakterin dış görünüşünün nasıl olması gerektiğini bize gösteriyor. Bu projeyi çok sevdim ama yine de kitabı okuduktan sonra bu robot resimlere bakmak bence daha iyi olur.
Daha fazlası için N'olmuş? sitesini veya projenin sahibi olan Brian Joseph Davis'in sitesini ziyaret edebilirsiniz!
Tatilin ilk gününden herkese merhabalar,
15 güncük olan tatilimiz başladı. Birinci dönem ben daha derslere ısınamadan bitti, umarım ikinci dönem de bu kadar hızlı ve güzel bir şekilde sonlanır.
Tatilde durmadan kitap okumayı çok isterdim ama maalesef bu yine mümkün olmayacak. Çünkü, çalışmam gereken bir bilgi yarışması, çözmem gereken 140 sayfa matematik ödevi, konuları unutmamam için konu tekrarları ve katılımı garip bir şekilde zorunlu olan hiç sevmediğim kitap okuma yarışması için okumam gereken yedi tane kitap var... İşte bu yüzden şu kadar sayfa, şu kadar kitap okumak gibi kendime hedef koymamaya çalışacağım. Sadece olur da elimdeki kitap biterse sırasıyla hangi kitapları okuyacağıma göz attım. Büyük ihtimalle uymam ama yine de elimin altında dursun.
Bunlar;
Uzun zamandır blogla yakında ilgilenemiyorum ve bunu neredeyse her yazımda söylüyorum. İnanın ben de bıktım. Bu kısa tatilde bloga az da olsa yazı yazmak için zaman ayırmak istiyorum. Bu yazı da başlangıcı olsun dedim. Bu yazıya başlamadan önce cicili bicili olan blog başlığımı değiştirdim. (Nereden hatırlayalım arkadaşım diyenler buraya tıklasın.) Bu sefer kış mevsimine uysun diye mavili ve kar taneleri olan bir şey yapayım dedim ve ortaya böyle bir şey çıktı. Bunu da Nisan ayına kadar burada tutarım sonra ilkbahar versiyonu gelir. İşte yaratıcılık sorunum olduğu için ortaya böyle şeyler çıkıyor. :) Bu arada nasıl olmuş?
Bir de Narcos ve Mr. Robot dizilerini izlemek istiyorum. İlk üç-dört bölümlerini izledim. Onları da yarım yamalak hatırlıyorum. Artık geceleri uykusuz kalırım izlerim.
Bir de sanırım okuma zevkim değişiyor. Eskiden çok sevdiğim kitaplar şimdi gayet basit geliyor. Bu yüzden eskiden kitaplığına bakıp mutlu olan bir Hilal yok artık :( Buna çözüm olarak ukitap ile takas yapmaya başladım. Gerçekten güzel oluyor, hele de istediğin kitaplara kavuşunca ayrı bir güzel oluyor. (Bu da hesabım)
Yani sonuç olarak ben tatilde ızdırap çekeceğim -_-
Önerilerinizi, görüşlerinizi ve en önemlisi bu kadar şeyi 15 güne nasıl yetiştireceğimi bulursan çekinmeyin yazın!
Not: Blogumu çok seviyorum, iyiki var. Ve tabii ki okuyucularımı, her gün tıklama yaparak beni sevindiren herkesi <3
15 güncük olan tatilimiz başladı. Birinci dönem ben daha derslere ısınamadan bitti, umarım ikinci dönem de bu kadar hızlı ve güzel bir şekilde sonlanır.
Tatilde durmadan kitap okumayı çok isterdim ama maalesef bu yine mümkün olmayacak. Çünkü, çalışmam gereken bir bilgi yarışması, çözmem gereken 140 sayfa matematik ödevi, konuları unutmamam için konu tekrarları ve katılımı garip bir şekilde zorunlu olan hiç sevmediğim kitap okuma yarışması için okumam gereken yedi tane kitap var... İşte bu yüzden şu kadar sayfa, şu kadar kitap okumak gibi kendime hedef koymamaya çalışacağım. Sadece olur da elimdeki kitap biterse sırasıyla hangi kitapları okuyacağıma göz attım. Büyük ihtimalle uymam ama yine de elimin altında dursun.
Bunlar;
- Kargaların Ziyafeti Kısım 2 (Kısım 1'i şimdi okuyorum.)
- Elveda Güzel Vatanım - Ahmet Ümit
- Ustam ve Ben - Elif Åžafak
- Komik Bir Hikaye - Ned Vizzini
- Karanlık Zihinler - Alexandra Bracken (Kararsızım.)
- Konstantiniyye Oteli - Zülfü Livaneli
Uzun zamandır blogla yakında ilgilenemiyorum ve bunu neredeyse her yazımda söylüyorum. İnanın ben de bıktım. Bu kısa tatilde bloga az da olsa yazı yazmak için zaman ayırmak istiyorum. Bu yazı da başlangıcı olsun dedim. Bu yazıya başlamadan önce cicili bicili olan blog başlığımı değiştirdim. (Nereden hatırlayalım arkadaşım diyenler buraya tıklasın.) Bu sefer kış mevsimine uysun diye mavili ve kar taneleri olan bir şey yapayım dedim ve ortaya böyle bir şey çıktı. Bunu da Nisan ayına kadar burada tutarım sonra ilkbahar versiyonu gelir. İşte yaratıcılık sorunum olduğu için ortaya böyle şeyler çıkıyor. :) Bu arada nasıl olmuş?
Bir de Narcos ve Mr. Robot dizilerini izlemek istiyorum. İlk üç-dört bölümlerini izledim. Onları da yarım yamalak hatırlıyorum. Artık geceleri uykusuz kalırım izlerim.
Bir de sanırım okuma zevkim değişiyor. Eskiden çok sevdiğim kitaplar şimdi gayet basit geliyor. Bu yüzden eskiden kitaplığına bakıp mutlu olan bir Hilal yok artık :( Buna çözüm olarak ukitap ile takas yapmaya başladım. Gerçekten güzel oluyor, hele de istediğin kitaplara kavuşunca ayrı bir güzel oluyor. (Bu da hesabım)
Yani sonuç olarak ben tatilde ızdırap çekeceğim -_-
Önerilerinizi, görüşlerinizi ve en önemlisi bu kadar şeyi 15 güne nasıl yetiştireceğimi bulursan çekinmeyin yazın!
Not: Blogumu çok seviyorum, iyiki var. Ve tabii ki okuyucularımı, her gün tıklama yaparak beni sevindiren herkesi <3
Sayfa Sayısı: 448
Dili: Türkçe
Yayınevi: GO! Kitap
Çevirmen: Ebru Sürmeli
Editör: Nurten Hatırnaz
Kitap Kokusu Puanı: Yakında!
New York ÅŸehri sakinlerinden on beÅŸ yaşındaki Craig Gilner hayatta baÅŸarılı olmaya kararlıdır. Bunun için de önce doÄŸru liseye, sonra doÄŸru üniversiteye, sonra da doÄŸru iÅŸe girmelidir. Ama olaylar hiç de umduÄŸu gibi geliÅŸmez ve Manhattan’ın en zorlu liselerinden birine kabul edilmesiyle birlikte hayatı çekilmez bir hal alır. Depresyona giren Craig yemek yiyemez, uyuyamaz ve bir gece kendini öldürmeye karar verir.Ä°ntihar kararıyla birlikte acil servisin yolunu tutan Craig kendi isteÄŸiyle psikiyatri kliniÄŸine yatar ve seks bağımlısı travesti, makasla yüzünü kesen genç kız, yerçekiminden korkan çocuk gibi birbirinden ilginç karakterlerden oluÅŸan hastaların arasına karışır. Craig burada, onu yiyip bitiren endiÅŸelerinin kaynağıyla yüzleÅŸme fırsatı yakalayacaktır.
Aynı isimle filmi de olan kitabı sabırsızlıkla bekliyorum!
Yeni yılın aslında yeni bir günden farkı yok ama yeni bir gelecek için umut ve hayaller herkes gibi beni de mutlu kılıyor.
Yeni yılda umarım yüzünüz hep güler ve elinizden kitap eksik olmaz!
2015 yılını 69 kitap okuyarak bitirdim. Oysa hedef 85 kitaptı... Bu yıl ''reading slump'' durumu benim için çok uzun sürdü ve gittikçe o kadar saçma bir hâl almaya başladı ki.... Zor toparlandım desem doğru olur.
25,411 sayfa! Çok mu az mı bilemiyorum ama kulağa çok güzel geliyor. :) Aslında şimdi düşündüm de bu sayı biraz daha fazladır büyük ihtimalle. Çünkü bazı kitapların Türkçe versiyonları işaretli değil.
En kısa kitabım Andy Weir'in kısa hikayesi olan The Egg, en uzun ise Kılıçların Fırtınası <3
Bu yıl Taht Oyunları serisinin devamını getirdim ve iyi ki yapmışım diyorum. Şimdi Kılıçların Fırtınası'nın ikinci kısmını okuyorum. Hedefim Nisan ayı gelmeden kalan 4 kitabı okumak! Umarım yapabilirim. Eğer siz de dizisini izlemiş ama hâlâ kitabını okumadıysanız hemen başlayın!
Okuduğum kitaplarım ortalama sayfa sayısı 368. Okuduğum kitaplar arasında en popüler olan Küçük Prens ve en az oylamaya sahip olan ise Aksiseda imiş. En yüksek puana sahip olan Kılıçların Fırtınası Kısım 1 olmuş. Puanı da 4,54! 69 kitaba ortalama verdiğim puan ise 3,7. Umarım bu sene daha da yükselir.
Bu sene olması gerekenden çok az kitaba yorum yapabildim. Bu durum ne zaman düzelir inanın ben de bilmiyorum ::(
Şimdi sıra bu sene okuduğum kitaplarda <3
Marslı bu sene beş yıldız verdiğim kitaplardan ve gerçekten hak ediyor. Meleğin Düşüşü (Angelfall) ise dört yıldız verdiklerimden ve ne yazık ki serinin devam kitaplarını bir türlü okuyamadım.
Siyah Damar kesinlikle önerdiklerim arasında ve dört yıldız verdiğim kitaplardan. Deli Divane ve Şahmelek ise keşke hiç okumaya başlamasaydım dediğim kitaplardan. Gözlerindeki Canavar ya da olaylı kitabımız bu sene sevdiğim kitaplardan puanı ise dört.
25,411 sayfa! Çok mu az mı bilemiyorum ama kulağa çok güzel geliyor. :) Aslında şimdi düşündüm de bu sayı biraz daha fazladır büyük ihtimalle. Çünkü bazı kitapların Türkçe versiyonları işaretli değil.
En kısa kitabım Andy Weir'in kısa hikayesi olan The Egg, en uzun ise Kılıçların Fırtınası <3
Bu yıl Taht Oyunları serisinin devamını getirdim ve iyi ki yapmışım diyorum. Şimdi Kılıçların Fırtınası'nın ikinci kısmını okuyorum. Hedefim Nisan ayı gelmeden kalan 4 kitabı okumak! Umarım yapabilirim. Eğer siz de dizisini izlemiş ama hâlâ kitabını okumadıysanız hemen başlayın!
Okuduğum kitaplarım ortalama sayfa sayısı 368. Okuduğum kitaplar arasında en popüler olan Küçük Prens ve en az oylamaya sahip olan ise Aksiseda imiş. En yüksek puana sahip olan Kılıçların Fırtınası Kısım 1 olmuş. Puanı da 4,54! 69 kitaba ortalama verdiğim puan ise 3,7. Umarım bu sene daha da yükselir.
Bu sene olması gerekenden çok az kitaba yorum yapabildim. Bu durum ne zaman düzelir inanın ben de bilmiyorum ::(
Şimdi sıra bu sene okuduğum kitaplarda <3
Marslı bu sene beş yıldız verdiğim kitaplardan ve gerçekten hak ediyor. Meleğin Düşüşü (Angelfall) ise dört yıldız verdiklerimden ve ne yazık ki serinin devam kitaplarını bir türlü okuyamadım.
Siyah Damar kesinlikle önerdiklerim arasında ve dört yıldız verdiğim kitaplardan. Deli Divane ve Şahmelek ise keşke hiç okumaya başlamasaydım dediğim kitaplardan. Gözlerindeki Canavar ya da olaylı kitabımız bu sene sevdiğim kitaplardan puanı ise dört.
Kuyrukluyıldız Eken Adam bu sene içimi sımsıcak eden kitaplardan ve puanı ise elbette beş! Kan ve Yıldız Işığı Günleri'de en sevdiğim ikinci kitaplardan biri ve puanı yine beş. Cinder'ın puanı üç ama siz benim üç verdiğime bakmayın devam kitapları bir harika. Kördüğüm kitabında olacakları tahmin etmeseydim puanı beş olabilirdi ama dört. Rosie Projesi de bu sene sevdiğim kitaplar arasında ve puanı dört yıldız.
Kaçınılmaz bu sene sevmediğim kitaplar arasında puanı 2,5. Büyük ihtimalle seriye devam etmem. Trendeki Kız ise sevdiklerimden, kaçırmayın derim! Bir Artı Bir ise kesinlikle Senden Önce Ben'den daha iyi ve dört yıldızlı. Sonsuza Kadar yine sevmediklerim arasında puanı zorla 2,5. Uyumsuz serisini eski kadar sevmiyorum ama Dört kitabı güzeldi cidden. Bu kitaba da dört yıldız vermişim. Kurtlara Söyle Eve Döndüm kitabını daha iyi anlamam için sanırım tekrar okumam gerek ama şimdi bile dört yıldızlı kitaplar arasında. Kurucunun Kızı <3 tabii ki beş. Ve Kuyucaklı Yusuf ve Sabahattin Ali. Bu yıl tüm kitaplarını okumaya çalışacağım.
Benim Uzak Yıldızım dört yıldızlı kitaplardan ayrıca kapağı bir harika. Göremediğimiz Tüm Işıklar tarihi kurgusuyla beni büyülemişti ve dört yıldızlı. Scarlet dört puan ama kesinlikle ilk kitaptan daha iyi. Yabancı ve İşgalci üç puan verdiğim kitaplardan. Kızıl Yükseliş, Mezarlık Kitabı ve Küçük Prens ise beş yıldızlı.
Eksik Parça klişeler kitabıydı ve puanı üç. Cress beş! Yeni kitaplarını merakla bekliyorum bir an önce çıksın! Karmakarışık sevmediklerim arasında. 5. Dalga'yı tekrar okumam gerek çünkü reading slump dönemi kitaplarından. Kralların Çarpışması yine beş. Ve tabii ki Aylak Adam. Bu sene okuduğum en güzeller arasındaydı. Alıntılarına buradan ulaşabilirsiniz.
The 100 eksikliklerle dolu bir kitaptı benim için puanı ise iki. Tatlı Yalan beklentilerin yüksek olduğu kitaplardandı ve pek de istediğimi bulamadım. Puanı üç. Bayan Peregrine'nin Tuhaf Çocukları ise yine yüksek beklenti altında kalanlardan, puanı 3,5. Kafes, Her Gün ve Ölmek İçin On Üç Sebep kitapları sevdiklerim arasında yerlerini aldı. Audrey'i Bulmak ise basit bulduğum kitaplardan biri. Kırmızı Pelerinli Kent ve Middlesex'in yeri ise çok ayrı <3
Silber ve Konuş Benimle üç puan verdiğim kitaplardan. Semerkand ve İçimizdeki Şeytan yine bu sene okuduğum en en en en iyi kitaplar arasında. Kılıçların Fırtınası ise yine müthiş <3
Bu yıl neler okuduğunuzu, neleri sevip neleri sevmediğinizi ve 2016 yılı için önerileriniz bana iletmeyi unutmayın!
Sayfa Sayısı: 304
Dili: Türkçe
Yayınevi: GO! Kitap
Çevirmen: Duygu Yücel
Editör: Nurten Hatırnaz
Kitap Kokusu Puanı: 3/5
KonuÅŸ Benimle konusu ve aldığı ödüllerle ve aynı zamanda filmi olmasıyla beklentilerimin arttığı bir kitaptı. Hem de kitabın ilk sayfalarında yer alan KonuÅŸ Benimle kitabını yazdıktan sonra yazara gelen maillerle oluÅŸturulmuÅŸ Dinle adlı ÅŸiir gerçekten çok güzeldi. Hatta ben orayı kitabın büyük bir çoÄŸunluÄŸundan daha çok sevdim bile diyebilirim.KonuÅŸmak gittikçe zorlaşıyordu. BoÄŸazım sürekli acıyor, dudaklarım kuruyordu. Geceleri uyurken çenemi okadar sıkıyordum ki sabahları başım aÄŸrıyordu… Ne zaman annemle, babamla ya da öğretmenlerden biriylekonuÅŸmaya çalışsam ya kekeliyor ya da donup kalıyordum. Sorunum neydi benim?Melinda Sordino’nun bir sırrı var. Ama sırrını paylaÅŸabileceÄŸi kimsesi yok. Bütün arkadaÅŸları, hatta tanımadığıinsanlar bile ondan nefret ediyor. Ve günden güne içine kapanan Melinda, çareyi susmakta buluyor.YalnızlaÅŸtıkça susuyor, sustukça yalnızlaşıyor. Ta ki O ÅžEY’den kaçıp saklanamayacağını, O GECE’yiunutamayacağını anlayana dek…
Beklentilerimin arttığından bahsetmiştim ama kitap beklentilerimi pek karşılayamadı desem doğru olacak sanırım. Kitabın konusu farkındalık yaratmak için muhteşem bir konu ama yazarın anlatımında duygu yetersizliği vardı.
Melinda gitmemesi gereken bir lise partisine gidiyor. Bu partide tecavüze uğruyor ve sonrasında polisi arıyor. Hiç kimseye ne olduğunu anlatmıyor. Okuldaki herkes polisi aradığı için ondan nefret ediyor. En yakın arkadaşı bile ondan uzak durmaya çalışıyor. Ve biz okuyucularda Melinda'nın bu dönemde yaşadıklarını ve duygularını okuyoruz. Hiç kimsenin ona inanmayacağını düşündüğü için kimseye anlatmadığı gibi aynı zamanda başka bir konu hakkında bile konuşmaktan çekinir duruma geliyor. Melinda'nın konuştuğu yerler bile zaten sayılı durumda. Melinda'nın yanında kendini rahat hissettiği tek kişi de resim öğretmeni olan Bay Freeman. Bay Freeman gerçekten farklı bir öğretmen, Melinda bu konuda gerçekten çok şanslı. Kapakta gördüğünüz ağacın çok güzel bir anlamı var. Şimdi söyleyip bütün heyecanı bozmamak için kendimi zor tutuyorum.
Melinda'nın yaşadıklarını okumak kötü değildi ama daha yoğun duygular ile inanın kitap çok daha farklı yere ve boyuta ulaşabilirdi.
Kitabın sonunda yazarla bir röportaj yer alıyor. Röportajda dikkatimi çok çeken bir durum var. Yazara kitabı okuyan bir erkek Melinda'nın neden bu kadar etkilendiğini anlamadığından bahsetmiş. İşte hâlâ ülkemizde ve dünyada sürekli tecavüz haberleri duymamızın sebebi hâlâ bu soruyu soran insanlar yüzündendir.
Konuş Benimle okullarda sıkça okutulan bir kitapmış aynı zamanda. Bizim ülkemizde de Konuş Benimle ya da aynı konuyu işleyen bir kitabın okutulması gerektiğini düşünüyorum.
-GO! Kitap'a teşekkürler!
Alıntı Köşesi
Alıntı Köşesi: Aslı Erdoğan - Kırmızı Pelerinli Kent
11/22/2015 02:34:00 ÖS
Sayfa Sayısı: 143
Dili: Türkçe
Yayınevi: Everest Yayınları
Kapak Tasarımı: Utku Lomlu
Kitap Kokusu Puanı: 4,6/5Dünya okurlarınca "geleceğe kalacak elli yazar" arasında sayılan Aslı Erdoğan'ın Türkiye'de olduğu kadar Avrupa'da da ses getirmiş kitabı: Kırmızı Pelerinli Kent. Bir kentin karanlık sokaklarında, kuytu köşelerinde kendi izini süren bir yalnızlık öyküsü.
On yedi yaşındayken, bir din dersinde ayağa fırlamış, ona canlı canlı derisini yüzmek istermiş gibi bakan sınıfın önünde tanrıtanımazlığını ilan etmişti. Gelgelelim, ömrü boyunca inkar ettiği tanrılara yalvarmadan Rio'da bir adım bile atamıyordu.
Geçmiş, yitik Atlastis'e dönüşmüş, kentin karanlık gölgesi bütün gelecek düşüncelerinin üzerine çökmüşse eğer, ''şimdiye'' sığınmak zorundasın. Deniz ile cangıl arasında, beyazla zenci kollar arasında, kolaycacık doyurulan ama eskisinden de beter olan bir susuzluk yaratan bir bedensel hızla ötekisi arasında savrulmaktan başka çaren yok.
''Senhor de Oliveira. Size sormak istediğim bir şey var. Neden artık konuşmadığınızı değil de, onun yerine, neden bir zamanlar konuştuğunuzu sormalıyım belki.''
''...''
''Senhor de Oliveira, neden artık resim yapmıyorsunuz? Ya da bir zamanlar neden yapıyordunuz ki? Madem sessizliğe sığınacaktınız?.. Anlamaya çalıştığım şu aslında. Ben artım yalnızca bomboş, beyaz bir kağıdın önünde soluk alıp verebiliyorum -bir bakıma kendimi çivilediğim bomboş, sağır bir duvar- onu sözcüklerle dolduruyorum. İçleri boş sözcüklerin. Gene de büyük yaşamımı dolduruyorlar. Hatta onu bir kenara itip yerine geçiyorlar. Beni anlıyorsunuz, değil mi? Anladığınızı seziyorum.''
''Senhor de Oliveira, neden artık resim yapmıyorsunuz? Ya da bir zamanlar neden yapıyordunuz ki? Madem sessizliğe sığınacaktınız?.. Anlamaya çalıştığım şu aslında. Ben artım yalnızca bomboş, beyaz bir kağıdın önünde soluk alıp verebiliyorum -bir bakıma kendimi çivilediğim bomboş, sağır bir duvar- onu sözcüklerle dolduruyorum. İçleri boş sözcüklerin. Gene de büyük yaşamımı dolduruyorlar. Hatta onu bir kenara itip yerine geçiyorlar. Beni anlıyorsunuz, değil mi? Anladığınızı seziyorum.''
Yeryüzü göçebeleri... Başıboşlar, gece gezginleri, göçmen kuşlar... Bir büyük, bitimsiz yolda bir başlarına yürüyenler... Hep tek yönlü biletlerle yolculuk yapan, iz bırakmadan ortadan yok olan, bir çanta dolusu eşyayla on yıllar geçirenler... Bağlanmayan, topraklaşmayan, bütünleşmeyen, gövdenin ağırlığını taşıyamayacak bir çift kanat uğruna köklerini kesenler... Issız, engebeli patikaları, arka sokakları, belleğin varoşlarını sevenler... Karanlık kulisleri ışıltılı sahneye yeğleyenler... Biri geçmişte, öteki gelecekte saklı iki düşsel liman arasında dönüp duranlar... Limansız yolcular...
Kaosun denklemi çok basit aslında. Yaşam = yaşam. Ölüm = ölüm. Oysa hepimiz kendi denklemimizi kurmanın ve dünyayı ona eşdeğer kılmanın peşindeyiz. Ne aymazlık!
Senin içindekini barındıracak derinlikte hiçbir şey yoktur gerçek dünyada; ama sen de, yaşamın, ölümün ve bütün düşlerinle, gerçeğin korkunç sonsuzluğunda, oylumsuz bir noktadan daha büyük değilsin.
Yaşam iki göz kırpması arasında görülen bir düştür. Yalnızca bir düş..
GO! Kitap
Çok Yakında! || Laurie Halse Anderson - Konuş Benimle || GO! Kitap
11/21/2015 11:47:00 ÖÖ
Sayfa Sayısı: 304
Dili: Türkçe
Yayınevi: GO! Kitap
Çevirmen: Duygu Yücel
Editör: Nurten Hatırnaz
Kitap Kokusu Puanı: Yakında!
Çok önerilen, çok konuÅŸulan ve 2004 yılında filme uyarlanan Speak, ÅŸimdi GO! Kitap etiketi ile Türkiye'de yayınlanıyor. Bu tarz gerçekçi kurguları çok seviyorum. Kitap hakkındaki geliÅŸmeler için blogu takip edin!KonuÅŸmak gittikçe zorlaşıyordu. BoÄŸazım sürekli acıyor, dudaklarım kuruyordu. Geceleri uyurken çenemi okadar sıkıyordum ki sabahları başım aÄŸrıyordu… Ne zaman annemle, babamla ya da öğretmenlerden biriylekonuÅŸmaya çalışsam ya kekeliyor ya da donup kalıyordum. Sorunum neydi benim?Melinda Sordino’nun bir sırrı var. Ama sırrını paylaÅŸabileceÄŸi kimsesi yok. Bütün arkadaÅŸları, hatta tanımadığıinsanlar bile ondan nefret ediyor. Ve günden güne içine kapanan Melinda, çareyi susmakta buluyor.YalnızlaÅŸtıkça susuyor, sustukça yalnızlaşıyor. Ta ki O ÅžEY’den kaçıp saklanamayacağını, O GECE’yiunutamayacağını anlayana dek…
Ön Okuma:
Baskısına Bayıldım!
Baskısına Bayıldım! || Kerstin Gier - Silber (Rüyalar Kitabı #1) || Pegasus Yayınları
11/06/2015 07:16:00 ÖS
Uzun zamandır yorum yazacak vakit bulamıyordum ve gerçekten buraya bir şeyler yazıp paylaşmanın heyecanını özlemiştim. Sınavlarım bu hafta başlayacak ve ben yine vakit bulamayacağımı düşünürken böyle bir başlık aklıma geldi ve hemen işe koyuldum.
Hazır Silber kitabını da okuyorken ilk yazımı da onun hakkında paylaşayım dedim.
Silber'ın bu güzeller güzeli baskını görmeyen kalmamıştır sanırım. Kitap daha ülkemizde çıkmadan önce kapak ve tasarımını görmüş ve çok beğenmiştim ve ülkemizde de bu kalitede basılınca çok sevinmiştim. Zaten yayın haklarının Pegasus Yayınları'nda olduğunu öğrenince aynı veya benzer bir kapakla çıkacağını da tahmin etmiştim.
Hadi gelin şimdi beraber kitabı inceleyelim ^_^
Bu tür kapakları çok seviyorum. Siyah bir zemin üzerine birçok küçüklü ve büyüklü şekillerin olması bence kitaba ayrı bir hava katıyor. Sanki her köşesi ayrı ayrı düşünülmüş gibi değil mi? Silber da bu konuda gerçekten başarılı ve üzerinde yer alan şekiller kitabın içeriğe ile uyumlu olması da artısı.
Benim için bir kitap ciltliyse her zaman bir sıfır önde başlar. Silber bu baskısıyla herhalde iki sıfır öne geçer. Kırmızı-pembe arası renk cildi var ve yine üzerinde kitabın içeriği ile alakalı şekiller yer alıyor. Burada kitabın içeriği ile uymayan tek şey sanırım cildin rengi olur ya da daha doğrusu kapının. Kitabı okuyanlar ne demek istediğimi anlayacaklar. Ama yine de çok hoş ^_^
Cildin arkası da boş değil tabii ki <3
Dili: Türkçe
Yayınevi: GO! Kitap
Çevirmen: Bige Turan
Editör: Nurten Hatırnaz
Seri Sıralaması: 3/4
Kitap Kokusu Puanı: 3/5
Tatlı Şeytan yorumu için burayı ve ikinci kitap olan Tatlı Tehlike için de burayı tıklayın!
Ä°NANCINA SARIL
Vakit gelmiÅŸtir. SavaÅŸ artık kapıdadır. Kalbi duru bir Nefilin yeryüzünü iblislerden temizleyeceÄŸine dair kehanetten haberdar olan Dükler, Anna’nın peÅŸine düşmüştür. Anna, hem kendi soyunun hem de tüm insanlığın kaderini belirleyecek olan hesaplaÅŸma gününe kadar saflığını muhafaza etmek zorundadır. Ä°blisleri cehenneme geri gönderecek olan Erdem Kılıcı’nı kullanabilmesi buna baÄŸlıdır. Ama peÅŸindeki iblisler ve yanı başındaki Kaidan Rowe ile iÅŸi hiç de kolay deÄŸildir. Anna ne pahasına olursa olsun, saflığını ve inancını koruyarak hayatta kalmalı ve iblislerle kozlarını paylaÅŸacakları bu görkemli savaÅŸa öncülük etmelidir.
GO! Kitap'ın seri devamlarını hızla tamamlaması müthiş bir şey gerçekten. Bu konuda ne kadar teşekkür etsek az. :)
Gelelim Tatlı serisine ve son kitabı olan Tatlı Hesaplaşma'ya. Seri benim akıcı bulduğum için sevdiğim ve aşkın giderek fantastiğin önüne geçtiği için de biraz da sevmediğim bir seri.
Serinin ilk kitaplarının yorumunda da akıcı olmasından sürekli bahsetmiştim ve bu kitap için de aynısı rahatlıkla söyleyebilirim. Öyle ki, reading slump dönemimden çıkmamda önemli etkisi var.
İkinci kitapta Kai ve Anna'dan başka diğer nefillerinde önem kazandığını ve bu sayede de kurgunun daha derinleşip geliştiğinden bahsetmiştim.
Düklerin kehaneti öğrenmesiyle temiz kalpli Nefil için arayışlara başlamıştırlar. Ve tabii ki herkesin aklında tek bir isim vardır: Anna.
Anna, hem iblislere çalıştığını göstermek hem de erdem kılıcını kullanabilmesi için temiz kalmalıdır. Pharzuph, Anna'nın bakire olup olmadığını anlamak için bir çok yol dener. aşka düşman Nefilleri gönderir, iblisleri sürekli peşine takar ve en son ruhunu yeni bir bedene aktararak Anna'nın üniversitesine gider. Yani anlayacağınız üzere kitabın bu bölümünde sürekli bir hareket ve aksiyon vardı. Kai ile arası da gerçekten çok iyi, her ne kadar Kai arada ben sen gibi masum değilim seni hak etmiyorum dese de ne o Anna'dan, ne de Anna ondan vazgeçebiliyor. Bunu söylemeyi unutuyordum az daha, Pharzuph bu meseleyi o kadar çok önemsiyor ki Anna için oğlu Kai'yi bile gönderiyor. Olanları söylemiyorum ve kitaba saklıyorum. ^_^
Serinin son kitabı olduğu bir çok sahnesi önemiydi bu yüzden de ne spoiler ne spoiler olmaz gerçekten kestiremiyorum. Bu kadar zorlanacağımı tahmin etmemiştim gerçekten. Ben ilk ki kitapta Anna ve Kai'nin bu kadar iyi ikili olacağını asla tahmin etmemiştim ama bu kitapta konuşmaları bir başka harikaydı. Bazı... pardon ne bazısı çoğu konuşmalarında yüzümde kocaman bir gülümseme ile okudum.
Serinin son kitabını yorumlarken seri geneline bakma şansımız oluyor. Seri fantastik ögelerin de bulunduğu ama daha çok aşkın ön planda olduğu bir seri. Bu yüzden son kitaba gelince ne bekleyeceğimi biliyordum. Her ne kadar ilk iki kitapta bu kadar fazla aşk olmasa da, son kitapta bu durumun bir tık yükseleceğini tahmin etmiştim ve bunda da haklı çıktım. Sadece Anna ve Kai değil, Blake ve Ginger, Marna ve Jay derken inanın kendimi çok yalnız hissettim.
Her karakter için onları hem mutsuz hem de mutlu edecek farklı olalar gelişiyor. Şimdi önemli bir spoiler yazacağım. Kitabı okumayanlar bir paragraf atlasın. Marna'ya olanlara şok oldum ve aynı zamanda kendi de bilmesine rağmen böyle davranmasına da sinir oldum. Ginger'a ne kadar hak versek az sanırım. Ben en son vakitte melekler bir mucize yapar diye bekledim ve yapmadıklarında şok geçirdim. Bakıldığında aslında biraz gereksiz bir ölümdü...
Serinin son kitabında çoğu karakter için aşkın ön planda olduğu bir son kitabıydı. Bunun farkında olarak seriye başladığınız zaman inanın serinin kitaplarını okumak gerçekten çok eğlenceli.
Kai'yi özel olarak bir başka sevenlere bir müjde var!
Kai'nin geçmişi ve olayların onun bakış açısından okumak istiyorsanız bu kitabı da kaçırmayın. Ülkemizde çıkıp çıkmayacağı hakkında doğru ve kesin bir bilgiye sahip değilim ama temennilerim çıkması yönünde ^_^